2 Temmuz 2009 Perşembe

bediüzzaman ve müceddidlik

Hicret
“Allah her yüz sene başında bu dini tecdid etmek ( yenilemek) için bir müceddidi gönderir( insanlar içinden çıkarır)”Hadis hakkında bazı izahlar :
a- Hadis Ebu davud, Beyhaki, Hakim, Taberani, ibni Adiy ve Hatibi
Bağdadi tarafından sahih senedlerle rivayet edilmiştir. Hadis
alimleri bu hadisin sahihliğinde ittifak etmişlerdir.
b- Hadiste “ümmet” tabirinden, müceddidin yapacağı faaliyetin,
bütün ümmete veya kısmı ekserisine yönelik bir faaliyet olması
gerektiği anlaşılır. Cüz’i hususi faaliyetler o şahsın müceddidliğine
delil olamaz.
c- Hadisteki “men” lafzı hadisi şerh eden alimlerin çoğuna göre bir
ve birden fazla kimseye delalet eder. Yani bir asırda birden fazla
müceddid olabilir demişlerdir.
d- Tecdid’den, kasıt; kitap ve sünnetin ve onların iktiza ettiği
şeylerin terk edildiği, unutulduğu, bid’at ve dalaletlerin her yeri
istila ettiği bir zamanda, kitap ve sünnetin hükümlerini ihya etmek,
bid’atları fikren veya amelen ortadan kaldırmaktır. Azimabadi
Ebu davud şerhinde şunları söyler “müceddid dini ilimlerde alim
olur, gece gündüz, azmi, himmeti sünneti ihya ve neşr ve sünnete
sahip çıkanlara yardımcı olur. Bid’atları ve bid’at ehlini sözle,
kitap telif etmekle, ders vermekle veya başka şekillerle yok etmeye
çalışır. Böyle olmayan elbette müceddid olamaz. Velevki bütün
ilimleri bilen insanlar arasında meşhur ve onların mercii olan birisi
olsun.
e- Müceddid nasıl bilinir? Azimabadi bu husustada şunları söyler :
“müceddidi ancak o asırdaki alimler onun hallerine veya insanların
onun ilminden faydalanmasına göre zannı galible bilirler.
Müceddidin zahiri ve batıni ilimlerde alim olması, sünnete
yardımcı, bid’atı kaldırıcı olması ilmini zamanındaki insanlara
tamim etmesi, yayması gerekir. Tecdid genellikle alimlerin
kalmadığı, sünnetin unutulduğu, bid’atların ortaya çıktığı
zamanlarda olur. İşte böyle zamanlarda dini tecdide ihtiyaç hasıl
olur. Allah ta halktan selefe bedel bir veya birkaç kişiyi
(dini tecdid için) gönderir.
ASIRLARA GÖRE MÜCEDDİDLER :
İmam Suyuti yazdığı bir şiirde müceddidleri asırlara göre şöyle sıralamıştır :
1- Ömer b. Abdül-aziz
2- İmam şafii
3- İmam Eş’ari, ibnü süreyc
4- Bakıllani veya Ebu hamid isferayini
5- İmam Gazali
6- Fahreddin Razi, veya Rafii
7- İbni dakik
8- Bulkini veya İmam Zeynüddin
9- Suyuti (İmam suyuti yazdığı şiirin sonlarında “ümid ederim ki bu asrın müceddidi benimdir” mealinde kendisinin 9. Asr müceddidi olduğunu ifade etmiş.
(Avnulmabud Şerhi Ebu Davud : C: 11. S: 385 Vd.- Keşfül Hafa : S: 243 –Makasidül Hasene : 203)
Geriye kalan diğer müceddidler ise :
10- İmam Rabbani
11- Şah Veliyyullah Dehlevi.
12- Mevlana Halid
13- Üstad
*** *** ***
ÜSTADIN MÜCEDDİDLİĞİ
“Her grup kendi yanındakiyle sevinir” (Rum : 32) ayeti mefhumunca
herkes kendi zihniyetinden memnun ve müferrahtır. Günümüzde her grup
kendi liderinin vazifeli şahıs, müceddid, makam sahibi olduğundan
bahseder. Aceba doğrusu hangisi.

Bir insan alim olabilir, veli olabilir hatta müctehidde olabilir. Bid’atlarla
mücadele edebilir, islamı neşretmeye de çalışabilir. Fakat müceddid olmak
bambaşka bir husustur. Evet müceddidde yukarıda sayılan bütün hususlar
vardır, fakat kendi zamanındaki bidatleri ortadan kaldırma ve islamı ihya
etme cihetinde diğerlerinden çok farklı bir durumuda vardır. Bu da
bidatları kaldırma ve islamı ihya cihetinde köklü çözümler ortaya
koyabilmesidir. İmam Gazaliden öncede felsefeyle mücadele edenler vardı
fakat gazali kadar tesirli olamamıştı. İmam Rabbani zamanındada şeyhler
veliler vardı fakat islamı ihya ve neşr hususunda hiç kimse onun kadar
muvaffak olamadı.

Günümüzde de çeşitli gruplar tarafından, çeşitli şahıslara –yani kendi
liderlerine- müceddidlik ünvanı veriliyor. Biz o şahısların –eğer varsa-
kemalatını inkar etmeyiz, islama yaptıkları hizmeti de inkar etmeyiz. Fakat
günümüzde ümmetin problemlerine yönelik onlar nasıl bir çözüm yolu
göstermişlerdir. Eğer iddia edildiği gibi müceddid iseler hangi alanda tecdid
yapmışlardır. Bunu öğrenmek isteriz.

Biz de Üstadımıza “müceddid” diyoruz. Tabiiki her cemaat mensubu
kendi liderine olan muhabbetinden dolayı ona bir takım vasıflar nisbet
eder. Diğer insanlarda bizim üstada müceddid deyişimizi bu kabil
hissiyattan kaynaklanıyor zannedebilir. Üstada muhabbetimiz olduğu
doğrudur. Fakat biz üstada müceddid derken delilsiz konuşmuyoruz. Zira
asrın problemlerine üstad çözüm yolları sunmuş ve meseleleri hal etmiştir.
Üstadın hal ettiği meseleleri bir başkasının hal ettiğini de göremiyoruz.

Aşağıya üstadımızın müceddid olduğunu ispat eder mahiyette, hem
Risale-i Nurun ihtiva ettiği hem de hal ettiği meselelerin bir kısmı (hepsi
değil) çıkarılmıştır :
1- İman Hizmeti : Ahir zaman fitnelerinin her tarafı istila ettiği bir
zamanda yaşıyoruz. Küfrü mutlakın bilimden fenden geldiği, taklidi
imana sahip bir çok insanın imanını kaybettiği, bir çoklarının
şüphelere düştüğü bir zamanda Risale-i Nur hakaiki imaniyye ve
kur’aniyyeyi en muannid dinsizleride susturacak bir şekilde
neşretmektedir. Risale-i nur hem dinsizleri susturmuş hemde insanların
imanını kurtarmıştır. Akaid alimleri “her insanın imanını tahkiki hale
getirmesi farzdır. Taklidi iman sahihse de imanını tahkiki hale
getirmeyen günahkar olur” dedikleri halde, üstelik çoklarının imanını
kaybettiği bir zaman olan günümüzde Risale-i Nur haricinde hiçbir
şahıs veya cemaatın iman mevzuu üzerinde durduğunu göremiyoruz.
2- Üstad yediden yetmişe herkese hitap etmiştir :
a- Çocuklar için üstad onlar Risale-i Nurun fıtri talebesidir der.
b- Gençler için gençlik rehberi,
c- Hanımlar için hanımlar rehberi,
d- İhtiyarlar için ihtiyarlar risalesi,
e- Hastalar için hastalar risalesi, telif edilmiştir.
3- Hayatı ictimaiyyedeki grupların hepsi hakkında islami hükmü
doyurucu ve ikna edici bir uslupla ortaya koymuştur. Bunlar sırayla :
a- Tarikat
b- Siyaset
c- Şia
d- Mezhebsizlik
e- Vehhabilik
f- Milliyetçilik
g- Mataryalizm – pozitivizm (tabiat risalesi)
h- Kapitalizm – sosyalizm
i- Masonluk (münafıklar bahsi)
j- Ahir zaman fitneleri (5. şua)
k- Ehli bida (türkçe ezan vs.)
l- Ehli kitap (tarihi, akli delillerin yanı sıra tevrat ve incilden delillerle Peygamberimizin risaletinin ispatı)
m- Batı medeniyeti ile islam medeniyeti arasındaki farklar ve islam medeniyetinin üstünlüğü
4- İslama hucumlar ve cevabı : Tesettür, şakkı kamer, mirac,
şeytanların yaratılması, kadınlara mirasdan yarım hisse verilmesi,
taadüdü zevcat, peygamberimizin çok evliliği gibi insanların kafasını
karıştıran ve islam düşmanları tarafından devamlı medarı bahis
edilen bir çok mevzulara açıklık getirilerek islam düşmanları
susturulmuştur.
5- Ayrıca üstadın şahsı, herkes tarafından kabul edilen ilmi kişiliği,
islami bütün ilimlerde otorite oluşu, zühd ve takva hayatı, İslamı
yaşama ve yaşatma hususunda çileli, işkence dolu, tavizsiz hayatı ve
sabrı da başlı başına ayrı bir delildir.
Hülasa olarak 5 maddede ifade edebildiğimiz bu esaslar üstad
bediüzzamanın bu asrın müceddidi olduğunu gösterir. Risale-i Nurun hal
ettiği meseleleri başkalarının hal ettiğini göremiyoruz.
Kendi lider veya şeyhlerini bize müceddid diye takdim eden şahıslara
nazikçe “sizin şeyhiniz ümmetin hangi problemini hal etti” diye sormak
lazım.

Halil İbrahim Gurkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder