1 Temmuz 2009 Çarşamba

bediüzzamanı fitnenize alet etmeyin!

Bediüzzamanı Bozuk İnançlara Âlet Etmesinler
Mehmet Şevket Eygi
13.04.2007
KONUYA girmeden önce, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini minnet ve şükranla anıyor, kendisine rahmet diliyor ve onu iftiralardan ve yalanlardan tenzih ediyorum. O, Kitabullah’a, Resûl’ün sünnetine, Şeriat-ı Garra-yı Ahmediyye’ye, İslâm ahlâkına sımsıkı bağlı bir kimseydi. Bazı kötü niyetli ve yanlış düşünceli kişiler onu âlet etmek istiyorlar. Aldanmamalıyız.
Son zamanlarda bir “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” fitnesi zuhur etti. Müslümanları aldatmak isteyenler, bu hareketin öncüsü olarak Bediüzzaman’ı gösteriyor. Böyle bir iddia kesinlikle yanlıştır, yalandır, iftiradır. İnanmayalım.
Bir kısım diyalogçular ortaya yeni inanç hükümleri getiriyor.
(1) Âmentüde Ehl-i Kitab ile Müslümanların ittifakı vardır” diyorlar. Böyle bir iddia yanlıştır, sapıklıktır. Müslümanlar ile Ehl-i Kitab arasında ittifak yoktur, çok derin ihtilâf ve anlaşmazlık uçurumları, vardır. Tevhid inancı ile Teslis bir olabilir mi? Bediüzzaman böyle sapık bir inanç ve düşünceye bağlı olabilir mi?
(2) Üç İbrahimî din vardır...” diyorlar. Bu da sapıklıktır, hezeyandır. Bir tek İbrahimî din vardır, o da İslâm’dır. Kur’ân “İbrahim Yahudi ve Nasranî değildi, o hanif ve müslimdi” buyuruyor.
(3) “İslâm Allah katında tek hak din değildir. Diğer “İbrahimî dinler” de haktır. Onların da taraftarları (Hazret-i Muhammed’i İnkar etseler de) Cennet’e girecektir” diyorlar. Bu da sapıklıktır.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Profesörlerinden Dr. Yümni Sezen’in “DİNLERARASI DİYALOG İHANETİ (Dinî, Psikolojik, Sosyolojik Tahlil” isimli kitabını (Kelam Yayınları) okuyucularıma hararetle tavsiye ediyorum.
Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü safsatalarına inanmayan, onları reddeden bir Müslüman ebedi saadet ve kurtuluş bakımından hiçbir zarara uğramaz, bir şey kaybetmez ama inanan kişi imanını yitirebilir.
Tevhid inancı ile Teslis inancının bir olduğu, her ikisinin de hak olduğu iddiası Kur’ân’a terstir, Kelamullah’ı inkâr etmektir, yalanlamaktır.
Allah katında makbul (kabul edilen) tek hak dinin İslâm olduğu inancını reddetmek kişiyi küfre götürür. Çünkü böyle bir inanç Kur’ân-ı Kerim’in kesin nassına aykırıdır.
Son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemi yalanlayan, getirdiği Kur’an’ı kabul etmeyen, İslâm’ı reddeden kimselerin Cennete gireceklerine inanmak da İslâm ile telif edilemeyecek (İslâm’a uymayan) bozuk bir inançtır.
Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü ideolojisi yaman ve korkunç bir bid’at ve zındıklıktır.
Bediüzzaman hazretlerini bu bid’ate ve zındıklığa alet edenler tokat ve sille yemekten korksunlar.
İslâm, ana kural ve hükümleri itibarıyla, usûl olarak Hazret-i Adem Aleyhisselam’dan bu yana tek hak dindir. Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa Tevhid inancına bağlı, hanif ve muvahhid kimselerdi. Onların dini İslâm’dı.
Hâtemülenbiya Efendimizin gelişi ile usulde, temelde bir değişiklik olmamış, sadece Şeriat ahkâmı son şeklini almıştır.
Müslümanların Bolşevikliğe ve ateizme karşı Hıristiyan ruhanileri ile işbirliği yapmaları nerede, bugünkü Dinlerarası Diyalog nerede...
Evvel yoğ idi, bu yeni rivayetleri kimler çıkardı?..
Sevgili kardeşlerim!.. Tek hak din olmak konusunda İslâm müşâreket (ortaklık) kabul etmez.
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem gönderildikten sonra, O’nun Peygamberliğini ve dâvetini duyan, sonra da kabul etmeyen kimseler için kurtuluş, saâdet, necat ve Cennet yoktur.
İsterse borulu gramafonu, isterse elektrik ampulünü, isterse atom bombasını icat etmiş olsun.
Sevgili Müslümanlar! Tuzaklara düşmeyiniz... Ondört asırdır Kitabullah’ı ve Resûlün Sünnetini doğru şekilde yorumlayıp Ümmet-i Muhammed’i aydınlatan Rabbanî ve ‘âmil âlimlerin öğretilerinden kıl kadar ayrılmayınız.
İslâm’ın Tevhid akıdesi dışında necat, saadet, kurtuluş, cennet yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder