30 Haziran 2009 Salı

rasulullah (sav) kimlere beddua etti...

Peygamber Efendimiz her vesile ile rahmet peygamberi olduğunu göstermiş,[1] kendisini taşlayıp,mübarek ayaklarını kanatan Taiflilere Cebrailin gelerek emir beklediğini,Rabden selam getirip istemesi halinde helak edeceğini söylemesi üzerine;onların affını dilemiş ve içlerinden dine hizmet edecek insanların çıkacağını ifade ederek,bedduadan vaz geçmiştir.
Bu konuda ciltler yazılsa yeridir.
Ancak bazı özel durumlar vardır ki;bedduada da bulunmuştur.Allah,Allah resulü,melekler ve insanların laneti vardır.[2]
Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: Peygamberimiz (s.a.v.), Kâbe'nin yanında namaz kılarken, Ebu Cehil bazı arkadaşlarıyla orada oturuyordu. Bir gün evvel de bir dişi deve kesilmişti. Ebu Cehil yanındakilere: Hanginiz gidip falancaların dün kestiği dişi devenin sargısını alarak, secde ettiği zaman Muhammed'in sırtına koyar? dedi. Oradakilerin en azgını koşarak onu getirdi ve Peygamberimiz (s.a.v.) secdeye vardığında omuzları arasına koydu. Adamlar gülüştüler ve gülmekten eğilmeye başladılar. Ben ise dikilmiş bakıyordum. Eğer bir gücüm olsaydı Hz. Peygamber (s.a.v.)'in sırtından o sargıyı fırlatır atardım. Peygamber (s.a.v.) secdeden başını kaldırmıyordu. Nihayet birisi gidip Fatıma'ya haber verdi. Yetişmiş bir kız olan Fatıma gelerek onu sırtından attı. Sonra da o adamlara dönüp onlara çıkıştı. Peygamber namazını bitirince sesini yükselterek onlara beddua etti. Peygamberimiz (s.a.v.) beddua ve hayır dua ettiği zaman üç defa tekrar ederdi. Sonra “Allahım! Kureyş'i sana havale ederim!” diye üç kez beddua eti. Onlar Peygamber (s.a.v.)'in sesini işittikleri zaman bedduasından korktukları için gülmeleri kesildi. Peygamberimiz (s.a.v.) daha sonra (isim sayarak): “Allahım! Ebu Cehl'i sana havale ederim, Utbe b. Rabîa'yı, Şeybe b. Rabîa'yı, Velid b. Ukbe'yi, Umeyye b. Halef'i ve Ukbe b. Ebu Muayt'ı sana havale ediyorum.” dedi. Yedinci bir kişi daha saydı ama onu hatırlamıyorum. Muhammed'i hak ile gönderen Allah (c.c.)'a yemin ederim ki Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, isimlerini saydığı kimselerin Bedir Savaşında hep yerlere serildiğini gördüm. Sonra bu cesetler çukura, Bedir çukuruna sürüklendiler.’[3]
Peygamberimizin lanet ettiği kimseler:
“(Kadın elbisesi giyen erkeğe, erkek elbisesi giyen kadına lanet olsun!) [Hakim](Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!) [Buhari](Rüşvet alıp verenlere Allah lanet etsin!) [İbni.Mace](Eshabıma sövenlere Allah lanet etsin!) [Hakim] (Zekat vermeyenlere Allah lanet etsin!) [Nesai](Ana-babasına lanet edene Allah lanet etsin!) [Müslim](Lutilere Allah lanet etsin!) [Beyheki](Zalim âmirlere, fasıklara, sünnetimi yıkan bid'atçilere Allah lanet etsin!.) [Deylemi](Altın ve gümüşün kuluna paraya tapana lanet olsun!) [Tirmizi](Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!) [Ebu Avane](Hanımını anasından üstün tutana lanet olsun!) [Şir’a](Sadaka vermeye engel olana lanet olsun.) [İsfehani](Allah’tan ümit kestirip dinden nefret ettirenlere lanet olsun!) [Şir’a](Bid'atler çıkınca âlim ilmini açıklasın! İlmini açıklamayana lanet olsun!) [Deylemi](Vücuduna dövme yapana, yaptırana, faiz alıp verene lanet olsun.) [Buhari](Ana ile evladın, kardeşle kardeşin arasını açana lanet olsun.) [İ.Mace](Kızını fasıkla evlendirene lanet olsun.) [Şir’a](Ölü için ağlayana lanet olsun.) [Ebu Davud][4]
(Bir babanın duası, ilahi hicaba erişir ve bu hicabı da aşar.) [İbni Mace](Ana-babanın çocuğuna ve mazlumun zalime olan bedduaları, red olmaz.) [Tirmizi](Kendinize, malınıza ve çoluk çocuğunuza beddua etmeyin! Duaların kabul olduğu bir saate rastlar da bedduanız kabul olur.) [Müslim]
Risale-i Nurlarda:
Hem, nakl-i sahih-i kati ile, Utbe ibni Ebî Leheb hakkında ferman etmiş ki: -1- diye, Utbe'nin âkıbet-i feciasını haber vermiş. Sonra Yemen tarafına giderken bir arslan gelip onu yemiş, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın hem bedduasını, hem haberini tasdik etmiş. 1- "Allah'ın bir iti onu yiyecek." el-Hafâcî, Şerhu'ş-Şifâ, 3:139; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:664

Dördüncü Misal: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bedduasına mazhar olmuş birkaç vakıayı beyan ederiz.
Birincisi: Perviz denilen Fars Padişahı, nâme-i Nebeviyeyi yırtmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma haber geldi. Şöyle beddua etti:

"Yâ Rab! Nasıl mektubumu paraladı; Sen de onu ve onun mülkünü parça parça et." -1-

İşte şu bedduanın tesiriyledir ki, o Kisrâ Perviz'in oğlu Şirviye, hançerle onu paraladı. Sa'd ibni Ebî Vakkas da saltanatını parça parça etti. Sâsâniye devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı. Fakat Kayser ve sair melikler, nâme-i Nebeviyeye hürmet ettikleri için, mahvolmadılar.
İkincisi: Tevatüre yakın meşhurdur ve âyât-ı Kur'âniye işaret ediyor ki: Bidâyet-i İslâmda, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Mescidü'l-Haramda namaz kılarken, rüesa-yı Kureyş toplandılar, ona karşı gayet bed bir muamele ettiler. O da, o vakit onlara beddua etti. İbni Mes'ud der ki: "Kasem ederim, o bed muameleyi yapan ve onun bedduasına mazhar olanları, gazve-i Bedir'de birer birer leşlerini gördüm." -2-
Üçüncüsü: Mudariyye denilen Arabın büyük bir kabilesi, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı tekzip ettikleri için, onlara kaht ile beddua etti. Yağmur kesildi, kaht ve galâ baş gösterdi. Sonra Mudariyye kavminden olan kabile-i Kureyş, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma iltimas ettiler. Dua etti, yağmur geldi, kahtlık kalktı. -3-
Bu vakıa tevatür derecesinde meşhurdur.
Beşinci Misal: Hususî adamlara bedduasının dehşetli kabulüdür. Bunun çok misalleri var. Kati üç misali, numune olarak beyan ederiz.
Birincisi: Utbe bin Ebî Leheb hakkında şöyle beddua etti:


Yani, "Yâ Rab! Ona bir itini musallat et." Sonra, Utbe sefere giderken, bir arslan gelip, kafile içinde onu arayıp bulmuş, parçalamış. -4-
Şu vakıa meşhurdur; eimme-i hadis nakil ve tashih etmişler.
1- Buharî, İlim: 7; Cihad: 101; Mağâzî: 82; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:328; es-Sâ'âtî, el-Fethü'r-Rabbânî, 22:159.
2- Buharî, Salât: 109; Menâkıbü'l-Ensâr: 45; Müslim, Cihad: 107, no. 1794; Müsned, 1:417.
3- Buharî, Tefsir: 30:.., 28:3, 44:3, 4; Daavât: 58, İstiska: 13; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:328; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:663; Beyhakî, Delâilü'n-Nübüvve: 2:324.
4- Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:329; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:664.


İkincisi: Muhallim ibni Cessâme'dir ki, Âmir ibni Azbat'ı gadr ile katletmişti. Halbuki, Âmir'i, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, onu cihad ve harp için kumandan edip bir bölükle göndermişti. Muhallim de beraberdi. Bu gadrin haberi Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma yetiştiği vakit hiddet etmiş,

-1-

diye beddua buyurmuş. Yedi gün sonra o Muhallim öldü. Kabre koydular, kabir dışarıya attı. Kaç defa koydularsa yer kabul etmedi. Sonra mecbur oldular; iki taş ortasında muhkemce bir duvar yapılmış, o surette yeraltında setredilmiş. -2-

Üçüncüsü: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm görüyordu, bir adam sol eliyle yemek yer. Ferman etmiş:


"Sağ elinle ye" demiş. O adam demiş:


"Sağ elimle yapamıyorum." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm demiş:


diye beddua etmiş: "Kaldıramayacaksın." İşte ondan sonra o adam sağ elini hiç kaldıramamış. -3-
1- "Allahım, Muhallim'i affetme."
2- İbni Mâce, Fiten: 1, no. 3930; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:329; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:665; Hafâcî, Şerhu'ş-Şifâ, 3:142; İbni Hişâm, Sîretü'n-Nebî, 4:247; İbni Kesîr, el-Bidâye Ve'n-Nihâye, 4:224-226.
3- Müslim, Eşribe: 107, no. 2021; İbni Hibban, Sahih, 8:152; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:328-329; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:666. Mektubat-19.Mektub.147-8.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm -7- demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş. -8-
7- "Allahım, onun yerden izini kes."
8- Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:328; Hafâcî, Şerhu'ş-Şifâ, 3:137; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:663.

MEHMET ÖZÇELİK
27-04-2008
[1] Enbiya.107.
[2] Kur’an-da geçen lanetler için bak. [002.088], [002.089], [002.159], [002.161], [003.061], [003.087], [004.046], [004.047], [004.052], [004.093], [004.118], [004.155], [005.013], [005.060], [005.064], [005.078], [007.038], [007.044], [009.068], [011.018], [011.060], [011.099], [013.025], [015.035], [017.060], [024.007], [024.023], [028.042], [029.025], [033.057], [033.061], [033.064], [033.068], [038.078], [040.052], [047.023], [048.006]
[3] Sahih-i Müslim, Cihat.Bak.web
[4] Bak.web

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder